T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

"Tohum olmazsa tarım da olmaz"

Yayın Tarihi : 22.12.2016

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'de son dönemde verilen desteklerle tohum konusunda önemli mesafeler alındığını vurgulayarak "Tohum yoksa tarımdan bahsedilemez, işin başlangıç noktası tohum. Stratejik bir alan olan tarımda, tohum en önemli stratejik unsur durumunda bulunuyor" dedi.

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) tarafından Antalya'da bir otelde gerçekleştirilen "Milli Tarımda Tohumculuğun Rolü ve Geleceği" konulu çalıştaya katılan Bakan Çelik, yaptığı konuşmada, tohum çalıştayının, turizm kadar tarım şehri de olan Antalya'da düzenlenmesini anlamlı bulduğunu söyledi.

"Küresel hesaplaşmalar terör örgütleri eliyle gerçekleştiriliyor"

Dünyanın, bölgenin ve ülkenin son derece önemli süreçlerden geçtiğini, küresel hesaplaşmaların olduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu:

"Küresel hesaplaşmaların terör örgütleri eliyle gerçekleştirildiğini görüyoruz. Orta Doğu'da yaşananları kelimelerle izah etmenin zor olduğu süreçten geçiyoruz. Medeniyetimizin kardeş şehirleri Bağdat, Şam ve Halep'in ihtişamından geriye hiçbir şeyin kalmadığı, perişan edildiği bir süreçten geçiyoruz. Çağdaşlıktan ve özgürlükten bahsedenlerin, kişi başına milli gelirleri gibi egoları da gelişiyor ama insanlık karnelerine baktığınız zaman her gün zayıflarla dolduğunu görüyoruz. Küresel barış için kurulan Birleşmiş Milletler ne iş yapıyor diye bakıyoruz. Ölenleri saymakla meşguller. Temenni mesajlarıyla süreci geçiştirmeye çalışıyorlar."

Uluslararası kuruluşların bu işin ağırlığını çekemediğine işaret eden Çelik, çıkarlar üzerine kurulu düzenin artık gitmediğini, değerler üzerine inşa edilmiş bir bina kurulması gerektiğini vurgulayarak ""Çıkarlar üzerine kuruluyorsa zulmün devam edeceğini göreceğiz. Zaman aşımı kavramı, hukukçuların oluşturduğu kavramdır. Toplumlarda değil. Toplumun hafızasındadır. O katliamı, o vahşeti unutturmazsınız. Bugün aynı katliamı Halep'te yapıyorsunuz, Haleb'i de unutturmayacaksınız." dedi.

Çelik, tüm bu vahşi gidişata Türk milleti dışında "dur" diyen başka bir sesin çıkmadığını belirterek "Biz sıradan millet değiliz. Biz, tarihe şan, şeref vermiş bir milletiz. Allah'ın izniyle bu şerefi geleceğe de taşıyacağız." diye konuştu.

"Büyükelçi cinayeti Halep için değil, Halep'in geleceğini daha büyük açmazlara sokmak için işlendi"

Son dönemde İstanbul, Kayseri, Ankara ve dün El-Bab'da 73 şehit verildiğini ve bir büyükelçinin katledildiğini anlatan Çelik, "Büyükelçiyi katleden sanık, bu cinayeti Halep için işlediğini söylüyor. Oysa bu cinayetler Halep'in geleceğini daha büyük açmazlara sokuyor. Bunun için işlenmiş bir cinayet." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bölgesinde özne olmasının istenmediğini belirten Çelik, şöyle devam etti:

"100 yıl önceki gibi masa başında taksimatlar yapalım, ama siz görmeyin, diyorlar. Bu mümkün değil. 3 milyon mülteciye Türkiye ev sahipliği yapıyor. Nasıl uzağında kalacaksınız? Türkiye'nin kalkınması ve gelişmesi birilerini rahatsız ediyor. Onların rahatsızlıklarını artırdığımızda yolumuzun doğru olduğunu unutmayalım. Onların amacı, kalkınmamamızı ve geri adım atmamızı sağlamak. Onlara verilecek en güzel cevap, daha fazla çalışmak ve gayret göstermek."

"Eğer toprakla tohum arasındaki sevda olmasa insanlığın vay haline"

Bu bağlamda "Milli Tarım" projesinin önemine değinen Çelik, onun için bugün tarımın temel konularından birisi olan tohumu masaya yatırdıklarını söyledi.

"Tohum yoksa tarımdan bahsedilemez, işin başlangıç noktası tohum. Tohum tarımın AR-GE'sidir de diyebiliriz. İnsanoğlunun toprak ve tohum arasındaki sevdası sayesinde bizim karnımız doyuyor. Eğer toprakla tohum arasındaki sevda olmasa insanlığın vay haline. İşte o iki âşık arasında milyarlarca insanın hayatı sürüyor." diyen Çelik, stratejik bir alan olan tarımda, tohumun en önemli stratejik unsur durumunda bulunduğunu kaydetti.

Bu bilinçle hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Çelik, "Günümüzde gerek gıda güvenliği gerekse üretim alanlarının daralması, iklim değişikliği ve hızlı nüfus artışı neticesinde tohumculuk sektörü daha da önem kazandı. Türkiye, 147 milyar liralık tarımsal hasılaya ulaştı, 16,8 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirdi. Bunlar önemli başarılar. 2050 yılındaki dünya nüfusunun beslenebilmesi için yüzde 60 daha tarımsal hâsıla artışı gerekiyor. Bunun için daha çok işler yapmalıyız." diye konuştu.

Bunu başarabilmek için tarım alanlarının korunması ve daha çok toprağın suyla buluşması konusunda adımların atılması gerektiğini söyleyen Çelik, "Türkiye'de 8.5 milyon hektar ekonomik anlamda sulanabilir arazi var. Bunun ne kadarını izleyebiliyoruz. 10 hektarını izleyebiliyoruz. 6 milyon hektarın sulandığını söyleyebiliyoruz ama 3 milyonunu izleyebiliyoruz. Bu alanda toprağı suyla buluşturma konusunda daha hızlı adımlar atmamız gerekiyor." diye konuştu.

"Sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak"

Tohum olmazsa tarımın da olmayacağını anlatan Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Her dönemde tarım arazilerimizin daraldığını görüyoruz. Bunun için kalan ovalarımızın korunması konusunda çalışma yapıyoruz. 136 ova, tarımsal sit alanı ilan ediliyor. Araştırmalar devam ediyor. Koruma altına alınan ova sayısı 200'ü aşacak. 2018'de sertifikalı tohum kullanmayan destek alamayacak. Yağmurlama ve damlama sistemi kurmayanlara da destek verilmeyecek. Çünkü kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmak zorundayız. Her karış toprağı ekeceğiz. Bu konudaki gerekli yasal düzenleme Bakanlar Kurulundan çıkıyor. 'Arazi benim, ekmiyorum' demek yok. Ekilecek arkadaş. Bu senin değil, 79 milyonun yeri. Bu araziyi keyfi kullanma şansına sahip değilsin. Her karış toprağı ekeceğiz, değerlendireceğiz."

Sulama meselesinin son derece önemli olduğunu da kaydeden Çelik, "Eğer sulamayı toprağı yok ediyorsunuz, biz hala sulama sistemlerimizi 'nasıl olsa su var veriver gitsin' deme lüksüne sahip değiliz. Kaynaklarımızı en rasyonel şekilde kullanmalıyız." ifadelerini kullandı.

Türkiye'de son dönemde tohum konusunda önemli mesafeler alındığını vurgulayan Çelik, 2015'ten bu yana yaklaşık 1,4 milyar liralık sertifikalı tohum, fide ve fidan desteği verdiklerini bildirdi.

Bu destekler sayesinde, 2002'de 145 bin ton olan sertifikalı tohum üretiminin 2015'te 896 bin tona çıktığını belirten Çelik, "Sertifikalı fide ve fidan üretimimiz 2002'de 4 milyon adetken, bugün 132 milyon adede yükseldi. 70 ülkeye tohum ihraç ediyoruz. Tohum konusunda önemli bir ithalatçı ülke olduğumuzu bilerek, bu konuda daha fazla çalışma yapmalıyız. Geldiğimiz nokta yeterli değil. Tohumculukta hedefimiz özel sektörün de çalışmasıyla ilk 5 ülke arasında yer almak." dedi.

TSÜAB Başkanı Burhanettin Topsakal ise ülke güvenliği gibi vatandaşların gıda güvenliğini sağlamanın da önemli olduğunu ifade etti.

"Milli Tarım" projesinin önemli ayaklarından birinin de tohumculuk olduğuna işaret eden Topsakal, tohumculuğun bütün ülkeler tarafından stratejik bir sektör olarak değerlendirildiğini kaydetti.

Programda ayrıca 15 Temmuz şehit ailelerine verilmek üzere TÜRKTOB ve alt birlikleri tarafından 501 bin TL değerindeki çek Bakan Çelik'e takdim edildi.

Çalıştaya Bakan Çelik'in yanı sıra Antalya Valisi Münir Karaloğlu, TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Burhanettin Topsakal, TÜRKTOB Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer, sektör temsilcileri ve davetliler katıldı.